Türkiye’de yaz aylarının gelmesiyle birlikte taşınma hareketliliği artmıştır. Bu süreçte en çok gündeme gelen konulardan biri de kiracılık oranları oldu. Artan konut fiyatları ve kiralar, mülk sahibi olmayı daha da güçleştirmektedir. Ayrıca kiracılığın özellikle büyük şehirlerde önemli bir yaşam biçimine dönüştüğü görülmektedir.
Konut Fiyatlarında ve Kiralarda Sıcak Gelişmeler
2025 yılı Haziran ayı itibarıyla Türkiye’de ortalama konut metrekare fiyatı 39.738 TL’ye ulaştı. Aynı dönemde ortalama kira bedelleri ise 20.000 TL’ye yükseldi. İstanbul ve Muğla gibi popüler şehirlerde ise kiralar 30.000 TL’yi aşarak rekor kırıyor. Ankara ve İzmir’de bu rakam 25.000 TL’yi bulurken, Kocaeli’nde ise 21.500 TL seviyelerine ulaşıyor. Dolayısıyla, yeni bir eve taşınmak isteyenler yüksek fiyatlar nedeniyle zorlanıyor.
Kiracı Sayısında Avrupa’nın Zirvesindeyiz
Gayrimenkul İktisatçısı Dr. Ahmet Büyükduman’ın açıklamalarına göre, Türkiye’de kiracılık oranı son 20 yılda %23’ten %28’e yükseldi. Eurostat verilerine göre ise Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında kiracılık oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri konumunda bulunuyor. İsviçre (%52,3) ve Almanya (%46,8) gibi ülkelerin ardından, Türkiye %28,2’lik oranla dikkatleri üzerine çekiyor. Lüksemburg da aynı orana sahip ülkeler arasında yer alıyor. Bu nedenle Türkiye, Avrupa liginde üst sıralarda kendine yer buluyor.
Sahiplik Oranında Düşüş Devam Ediyor
Türkiye’de konut sahipliği oranı yıllar içerisinde gerilemeye devam ediyor. Eskiden yüzde 61 olan bu oran, günümüzde %56 seviyesine kadar düştü. Ayrıca, kira ödemeden bir başkasının evinde yaşayanların oranı da yaklaşık %15 olarak belirleniyor. Toplam sahiplik oranı bu kitle de dahil edildiğinde %71’e ulaşsa da, tapulu konut sahipliğinde azalma sürüyor.
Zengin Ülkelerde Kiracı Sayısı Neden Yüksek?
Dr. Büyükduman’ın analizine göre, gelir seviyesi yüksek olan ülkelerde kiracı oranı da yüksek oluyor. İsviçre, Almanya ve Avusturya gibi ülkeler, gelişmiş ekonomilere sahip olmalarına rağmen düşük sahiplik oranlarına sahip. Öte yandan, Romanya, Bulgaristan ve Sırbistan gibi daha düşük gelirli ülkelerde ise ev sahipliği oranı oldukça yüksek seyrediyor. Buradan yola çıkarak, konut sahipliğinin sadece ekonomik etkenlerle değil, aynı zamanda kültürel ve yapısal faktörlerle de şekillendiği anlaşılıyor.
Türkiye’deki Dinamikler Farklılık Gösteriyor
Türkiye’de şehirden kente göç, uzayan yaşam süresi ve miras geçişlerindeki gecikmeler konut sahipliği oranını etkiliyor. Özellikle yeni neslin ev almayı geciktirmesi de bu tabloyu güçlendiriyor. Dr. Büyükduman, sahiplik ve kiracılık oranlarının sadece ekonomik değişkenlerle değil, toplumsal yapı ve yaşam tarzındaki dönüşümlerle de doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor. Yani, barınma tercihleri artık sadece gelir düzeyiyle açıklanamıyor.
Gelecekte Neler Olacak?
Artan konut fiyatları ve yüksek kiralar, Türkiye’de kiracı sayısının önümüzdeki yıllarda daha da artabileceğine işaret ediyor. Uzmanlar, bu tablonun barınma politikalarında köklü değişimlere yol açabileceği görüşünde birleşiyor. Hem ekonomik veriler hem de toplumsal dinamikler dikkate alındığında, Türkiye’de konut piyasasının önümüzdeki dönemde de gündemde kalmaya devam edeceği öngörülüyor.