Dünya metropolleri arasında önemli bir yere sahip olan İstanbul, Asya ve Avrupa kıtalarını bağlayan coğrafi konumu neticesinde bugün dünyanın dört bir yanında hizmet veren uluslararası birçok firmanın işlerini kolaylıkla yürütebileceği liman şehri olma özelliği taşıyor.
Asırlardır fırsatlar şehri olarak görülen İstanbul’un günümüzde 1 milyon metrekarelik ofis stokuna sahip olduğunun altını çizen Keller Williams Türkiye Ülke Direktörü Emre Erol, 2016 yılına kadar var olan arza 1.4 milyon metrekare ofis stokunun daha ekleneceğini belirterek İstanbul’da ofis gayrimenkul piyasasını değerlendirdi.
Dünya çapında en fazla danışmana sahip dünyanın en büyük gayrimenkul danışmanlık şirketi Keller Williams Türkiye Ülke Direktörü Emre Erol, özellikle geride bıraktığımız son yıllarda tüm dünyanın ilgisini çeken İstanbul’da ofis gayrimenkul piyasasına olan arz ve talep dengesini mercek altına aldı. İstanbul’da 2015 yılının ilk üç çeyreğinde 110 bin metrekarelik ofis işlemi gerçekleştiğini ve Türkiye’nin en kalabalık şehri İstanbul’da halihazırda 4 milyon metrekarenin üzerinde ofis stokunun olduğunu hatırlatan Emre Erol; “Önümüzdeki yılın sonunda var olan mevcut arza 1.4 milyon metrekare ofis stoku eklenerek, 2017 yılında bu rakamın 6.5 milyon metrekarelere çıkması bekleniyor. 2014 yılında 3.7 milyon metrekarelik bir arz oluşmuştu.
Rakamlara bakıldığında ofis gayrimenkul piyasasında arzın giderek arttığını söyleyebiliriz. Artan arzın boşluk oranlarını negatif yönde etkiliyor gibi görünse de talebe yönelik geliştirilen projeler uzun vadede yatırımcısının yüzünü güldürecek. Yerli ve yabancı kurumsal firmalardan uzun soluklu talepler alıyoruz. Ofis yatırım maliyetlerinin yüksek olmasına bağlı olarak yükselen ofis kiraları, ofis yatırımlarının getirisinin konut yatırımlarının getirisinden daha yüksek olmasına zemin hazırlıyor. Piyasanın doğru takip edilmesi ve doğru adreslere yatırım yapılması halinde yatırımcı her zaman kazanç elde edecek.” dedi.
Uluslararası şirketlerin bölge müdürlüklerini İstanbul’a taşımaları ile hem satış işlemlerinde hem de kiralamalarda artış yaşandığının altını çizen Emre Erol; “İstanbul, konumu sebebiyle tarih boyunca doğu ile batı arasında köprü vazifesi gören bir şehir oldu. Günümüzde üçüncü havaalanının inşası ve ulaşım ağlarının her geçen gün artması uluslararası firmaların İstanbul’u tercih etmesine neden oluyor. İstanbul, lokasyon olarak Dubai dışında rakipsiz bir şehir. Özellikle Merkezi İş Alanı (MİA) olarak adlandırılan bölgelerde uluslararası standartlarda geliştirilen ofislere yoğun ilgi devam ediyor. Gelişen metro hattı ve altyapı çalışmalarıyla birlikte İstanbul’un Avrupa Yakası’nda Kağıthane ve Seyrantepe, Anadolu Yakası’nda ise Kozyatağı, Ümraniye, Ataşehir, Maltepe ve Kartal’a ilgi her geçen gün artıyor. Lokasyona ve binaların özelliklerine göre değişiklik göstermekle birlikte öncelikli tercih edilen adreslerde metrekare fiyatları 20 ila 45 dolar arasında değişkenlik gösteriyor.” dedi.
Arz artmaya devam ediyor!
Siyasi belirsizliklerden dolayı piyasada yaşanan dalgalanmalar ile nispeten yavaşlayan emlak alım satımlarında hareketli bir sürece girildiğine vurgu yapan Emre Erol; “2015 yılının Mayıs ayından beri yaşadığımız siyasi belirsizlikler ve döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar bir çok sektör gibi gayrimenkul sektörünü de etkiledi ancak inşaat sektörü gelişmeye devam ediyor. Bu duruma bağlı olarak arz da yükselen bir grafik çiziyor. Artan rekabetten dolayı prestijli binalarda hizmet vermek isteyen firmaların sayısı ve merkezlerini İstanbul’a taşımak isteyen kurumsal firmaların sayısı her geçen gün artış gösteriyor. Var olan talebin ihtiyaçlarını karşılayacak ofis stoku yaratıldığı takdirde işlemler de artmaya devam edecek. Beyaz yakalılar için ulaşım, sosyal donatı alanları, konfor ve zaman tasarrufu sağlayan binalar, şirket yönetimi için sürpriz maliyetler yaratmayan, ortak kullanım alanları olan akıllı binalara talep her zaman var. Alt yapısı ve ulaşım ağlarının geliştirildiği, gelecek vaat eden adreslere doğru biçimde yatırım yapıldığı takdirde ilgi her zaman olacaktır.” dedi.